YANIYORUZ |
Lige yine geçen seneki gibi erken havlu atılmış, takım amacından sapmış ve günübirlik heyacanlar yaşatmaktaydı bize. Bu heyecanlar genellikle stres ve sinir hastalıklarına yol açacak tipten. Hani derler ya "Bu takım adamı kanser eder" diye. Hah, tam o hesap işte. Bütün bunlara rağmen deli gibi seviyoruz ya; yine tribündeyiz ve haykırıyoruz: 'Kartal gol, gol, gol!' diye Takım bu sefer olumlu (!) etkileniyor ve istediğimiz golü de çok geçmeden buluyordu nasıl olduysa. Fena da oynamıyordu Beşiktaş, ya da iki pas peş peşe yaptıklarında bize öyle geliyordu artık. Attığımız golün sevincini doyasıya yaşayamadan yine alıştığımız tabloya geri döndük. Bir gözümüz skorbordda akıp giden dakikaları sayarak maçın sonunu getirmek klasikleşen bir sondu bizim için. Yaktığımız meşaleler içimizdeki coşkuyu değil bağrımızın nasıl yandığını gösteriyordu sanki. Sevinmek için sevmesek de arada bir sevinmek bizim de hakkımız değil mi? Hafta sonu Manisa, bir hafta sonra Samiyen. Ne olursun be Beşiktaş, bizim için olmuyorsa bari şerefin için birini yen..
Badem
|