Alagaşmış ORA

Pazar günü Beşiktaşımızın basketbol maçına gidecekler Kazanın orada toplanırken benim gibi Anadolu yakasında oturanlar ise soluğu Üsküdarda aldı.Saatlerimiz 14.30 u gösterirken Beşiktaştan gelen tanıdık simalar ve dostlar ile Haldun Alagaş Spor Salonuna doğru yol almaya başladık. Şehrin içinde şehir var sözümün nekadar doğru olduğunu birkez daha "Üsküdardan kalkan minibüsün tıngır mıngır aldığı yolda ilerlerken" hem pekiştiryorduk hemde sohbet ediyorduk.Minibüsten kendimizi atarcasına inip Alagaş spor salonuna doğru hareketlendiğimizde etrafta bir sürü Beşiktaş atkılı insanlar görünce akıllarımıza "nerede bu fenerliler" sorusu gelmişti. Fenerbahçe yönetiminin bizlere 200-250 bilet vereceğini ve pota arkasını ayırdıklarını söyledikleri için ilk başlarda atkılarımızla dolanırken,maç saatinin yaklaşmasıyla sanırım "salondaki fenerlilerin azlığından olsa gerek" bizlere bilet verilmeyeceği duyumları gelmeye başladı.Biranda patlayan "Duysun alem böyle aşkı..." tezahüratıyla etrafımızı çeviren robocopların çeberi altında ara sokağa doğru sürülmeye başladık.Çemberden kaçın ve sokağın karşısında buluşalım direktifleriyle operasyonumuz başladı.Bu aralar populer olan hemen "B" Planını devreye sokalım diyerek uygulamaya geçtik.

Bilmeyenler için kısaca özetleyelim "B" planını;Madem bizi içeri almıyorlar bizde gizlice içeri girer şeklimizi yaparız dedik.Atkılarımızı kamufle edip spor salonun karşısındaki Simit salonunda mevzillendik.İki arkadaşı bilet aldırmaya gönderdik. Mahallenin piyasa mekanı olan simitçi biranda bizim karargahımız olmuştu.Görüş açımızda mükemmel olunca hem izleme hemde bekleme bakımından daha iyi bir üs bulmak imkansızdı neredeyse.Ümraniyedeki bütün Beşiktaşlıların B planını devreye soktuğunu "caddenin her tarafında atkısız bir sürü insanın dolaşmasıyla" anladık.Bunların bir çoğu çemberden kaçan veya yeni gelen tanıdık simalar,arkadaşlar,dostlardan oluşuyor olmasıydı..Hatta en ilginci birkaç fenerlinin ara sokakta atkılarını içlerine sararak ana caddeden salona doğru gitmesiydi.

Biletleri alıp dağıttık aramızda ve gene 2 kişiyi salona girmesi ve içerde bize en uygun tribünü haber etmesi için gönderdik.Teker teker girerek orada toplanacaktık sessizce sonrası malum.Biz öncülerimizden haber beklerken polisde caddede gözüne kestirdiği atkısız insanları zorla topluyor ve çembere atmaya çalışıyordu.Hatta kız arkadaşıyla geçmekde olan siyah beyaz atkılı bir gencide almaya kalktı.Polis toplama olayını okadar abarttıki simitçinin içine girip boşaltın dedi.Zaman geçiyor çember tehlikesini ara ara atlatırken dağılanlarla karargahımızda gene öbekleniyorduk.Öncülerimiz ellerinde bilet olmasına rağmen içeri girememişlerdi.Fener yönetimi içeri sızacak Beşiktaşlılardan okadar korkmuş olmalıki kapıda bekleyen ellerinde bilet olan kimseyi içeri almıyordu.Kapıda fener atkılı insanlar,ailelerde vardı üstelik.Polis çemberindeki yaklaşık 300 ve bizim gibi caddeye dağılmış 100 kadar Beşiktaşlı kardeşlerimiz içeri alınmazken olaylardan habersiz Trt spikeride canlı yayında "Beşiktaş taraftarı takımını yalnız bıraktı Alagaşta" diyormuş. İyiki spikerin bu sözleri orada öğrenilmedi.

Ellerimizde biletler varken,salonun boş olmasına rağmen içeri alınmasakda bir pazar gününü daha Beşiktaşımızın peşinden koşarak geçirdik.Günün en anlamlı sözü "Geldik,göremedik,yendik" idi.

Fenerbahçe: 77 - Beşiktaş J.K.: 84