SIRADAN BİR GECE

Deplasmanda kazanılan 0-1 lik galibiyet havasıyla maça gidiyorduk.Rakibin gücüde belliydi zaten. Haftaarası,televizyonun maçı şifresiz canlı veriyor oluşu ve turun çantada keklik görülmesinden dolayı semtde sessiz bir bekleyiş vardı.Stadyumun dolmayacağını hepimiz biliyorduk ama Beşiktaş taraftarının herzaman ki gibi yerini alacağı ise kuşkusuz ortadaydı.

Mesai bitmiş,ceket ve kravatlardan kurtulmuş çalışan kesimde stada gelmiş fakat tribünlerin üçte biri boş kalmıştı belirtilen sebeplerden dolayı.Bazılarımızın aklında daha önceki avrupa maceralarından acı anılar kalmış olmasına rağmen hem futbolcular hemde bizler gayet rahat birşekilde maça başlamıştık.Her zamanki gibi destek devam ede dursun Vaduz kendinden beklenmeyen golü ağlarımıza atıyordu.Dedik ya kimsede panikde olmadı telaşda.Kafalarda birkere tur geçilmişti hemde farklı bir galibiyetle.Skorbord kimsenin umrunda değildi.Çok geçmeden goller geldi ve 2-1 öne geçtik rahatça.Beşiktaşımızın kalitesi ortadaydı hele Vaduz gibi isimsiz bir takım karşısında zaten bir süpriz olmasıda imkansıza yakındı.Beşiktaş güle oynaya ataklarını yaparken tribünlerde neşeli tezahuratlarını yapıyordu herzamanki gibi.İşte bu dakikalarda dikkatimi çeken bir disiplin beni ismini ilk defa duyduğum Vaduz takımına hayran bırakmıştı. Kendi evlerinden 0-1 mağlup geldikleri Beşiktaş karşısında deplasmanda 2-1 mağlup olmalarına rağmen hala maçın başındaki disiplinle oyunlarını oynuyorlardı.Bu arada tribünlerdeki 20.000 e yakın taraftarın coşkusuna,korner kullanımı öncesi okadar sataşana bir kere dönüp bakmadan,tabeladaki skora rağmen.Bana göre işte disiplin dedirten olgu buydu.Ne hakemle uğraşıyorlardı nede rakiple.Sadece top oynuyorlardı.Bunu bazılarımız zaten yenilmeye geldiler diye yorumlasada bakalım bizim futbolcularımız bu olgunluğa ne zaman ulaşabilecek?

Maç bitmiş evlerin yolu tutulmuştu akıllarda ertesi gün çekilecek olan UEFA kupası kurası ile..


BEŞİKTAŞ J.K. : 5
Vaduz : 1