NEFES NEFESE

'Ha geldi ha gelecek' derken güneşli bahar günleri nihayet yüzünü göstermeye başladı. Beşiktaş'ımız futbolda kış aylarının soğukluğunda kalıp lige havlu atınca biz de yüreklerimizi basketbol salonlarında ısıtmaya devam ediyoruz. Ligde üçüncülüğe garanti gözüyle bakıyor herkes, artık tüm hesaplar play-off eşleşmelerinde 1-0 mağlup başlamamak için. Efes maçı da bunlardan biri hatta teki. Maçı alarak olası bir eşleşmede dezavantajlı başlamamak tek amaç.

Takıma inanç yüksek; şampiyonluğun yakışacağı kesin. Yeni de bir Avusturalyalı mı ne almışlar 'on bir' numara; adam bir numara. Sanki sezon başından beri bu takımda oynuyor. Varda her zamanki gibi takımın en skoreri. İkinci periyodun son saniyesinde orta sahadan öyle bir üçlük attı ki reklamlardaki Amerikalı geldi akıllara. El Amin bitse de gitsek havasındaydı. Bir türlü maça ağırlığını koyamadı. "Aamiiin!" diye dualarımızı bitirmeye alıştırmıştı bizi oysa ki.

Maçı yazmaya elim varmıyor. Sağdan pota dibine inip inip çengel atışlardan başka bir şey yapmadan alıp götürdüler elimizden. Belki bir de soldan atılan hemen hemen her üçlüklerinin sayı olması vardı. Son yıllardaki bütün Efes maçlarında olduğu gibi nefes nefese geçen mücadelenin ardından ucu ucuna kaybettik maçı. Artık tecrübe mi kısmet mi ne bilemiyorum ama bu Efes'in ligde kendinden başka bir rakibi pek yok gibi. Yine de şampiyonluk yakışır be..


BEŞİKTAŞ J.K. : 78
Efes Pilsen : 81

BADEM