2 Kırmızı KARTAL'A DOKUNMAZ

Basket maçlarından istediğimizi almış,mutlu ve huzurlu bir şekilde kar topu oynaya oynaya semtimiz Beşiktaş'a varmıştık.Karınlar acıkmış,zil çalmasada garip sesler çıkarmaya başlamıştı.

İsmini vermeyelim reklama girmesin,yarım ekmek midyelerimizi zor bir uğraştan sonra almayı başarmış ve afiyetle midelerimize indirdikten sonra diğer arkadaşlarla buluşmak için mekanları turlamaya başladık.Mekanda atılan birkaç tek ki ben içmedim,maça ayık kafayla gitmek daha hoş,zamanın yaklaşması ve artık yola koyulma zamanının gelmesiyle pupa yelken kendimizi kapalıya attık.Kapalı bu sezon yeni haliyle tam bir curva ya döndü esasında.Ayrı bir havası oldu,ah birde localar olmayacaktı ki... Maça gelirsek,alıştığımız pozisyonlar,hakem kararları derken önce Ronaldo sonra Tümer oyundan atılmış,bir penaltı kaçırmış ama sahada uzun zamandır özlenen savaşçı KARTALLARI izliyorduk.Böyle oynayın canımızı alın nidaları kulaklarımı çınlatıyor,9 kişinin sahayı rakibe nasıl dar ettiğini ayrı bir keyif ile izlemeside başka oluyordu.

Gecenin sonunda günün tatlı yorgunluğu,üç galibiyet ve mutluluk sarhoşu olmuş bir çocuk edasıyla takada alınan yarı sert rüzgar keyfiyle evlere dağılma sırası gelmişti.Benim aklımda bunlara ilaveten Sinan Şamil Sam'ın az sonra başlayacak olan ünvan maçının sabırsızlığıda cabasıydı...


BEŞİKTAŞ J.K. : 2
Denizlispor : 0