Madrid Semalarında Kara Kartal |
UEFA kupası 3. tur ilk maçında rakibimiz Lazio'yu eleyen Atletico Madrid olunca bizimde payımıza Madrid yolculuğu için hazırlanmaya başlamak oluyordu. Vizeler, uçak bileti, otel rezervasyonları tamamlandıktan sonra kulüpten satışa çıkan 30 eur'luk maç biletini de aldıktan sonra artık geriye sadece beklemek kalıyordu unutmadan beklenen her gün heyecanda daha da artıyor. Maç sabahı uçağa binip Munih aktarmalı Madrid uçuşumuz uykulu gözler fakat gayet keyifli ve bol makaralı şekilde gerçekleşti. Madrid havaalanına iner inmez metro biletlerimizi alıp topluca otelimize doğru yola çıktık. Zaten otelimiz meydana çok yakın olduğu için fazla süre kaybetmeden kendimizi meydan da buluyorduk. Öğlen yemeğimizi sıcak ve güneşli bir havada yaparken açıkcası yağmurlu ve soğuk İstanbul aklıma bile gelmiyordu. Saatler ilerledikçe meydandaki siyah beyazların sayısı da artmaya başladı. Pankartları asacak pek yer yoktu ama bizden kaçmaz tabi tam orta da duran heykelin demirlerini affetmedik. Biz görevimizi yapmıştık, insanlar da keyifle fotoğraflar çektiriyordu. Maç havasına giriyoruz derken Madrid çevik kuvvet de eksik kalmadı ve pankartları söktürerek onlarda adeta görevlerini yerine getiriyordu. Toplu şekilde stadyuma yürürken kah kaldırımların kenarlarına toplanıp, kah balkonlara çıkıp bizleri izleyen İspanyolları görmenizi isterdim. Atlı polisler ve çevik kuvvet eşliğinde stadyuma kadar bazı dakikalar sıkıntılı geçsede yürüyerek 40-45 dakika da geldik. İçeri girer girmezde pankartlar asıldı. Sonrası malum takım bizler ne olduğunu anlamadan 3-0 geriye düşünce tribünlerde sus pus oluyordu. Olabileceğini düşündüğümüz fakat istemediğimiz bir skorla devre bittiğinde yüzler asık, moraller bozulmuştu. İkinci yarıya Beşiktaş'ımız daha istekli başlayıp golü bulduktan sonra ise elimizden geldiğince bağırmaya çalışıyorduk fakat yorgunluk ve tribünde dağınık durulmasından dolayı pek başarılı olduğumuzu söyleyemiceğim.Bize ayrılan 2.500 kişilik tribünün zaten alt katı açılmamıştı, üst katta da herakde 1.000-1.500 arası taraftarımız vardı. 2. golü atamadığımız için umarım İstanbul'da üzülmeyiz ve turu geçen taraf biz oluruz. Maçtan sonra Madrid gece hayatına bakmadan edemedik tabi önce karınlar doyurulduktan sonra. Yemekleri güzelde olsa Türk yemeklerine değişemem, gece hayatı deseniz hareketli fakat umduğumuzu bulamadık. Gündüzleri çok sıcak akşamları ise bir okadar soğuktu. Sokaklar cıvıl cıvıl turist kaynıyor. İspanyollar İngilizceyi pek bilmiyor bu bakımdan zorlandığımız zamanlar çok oldu. Ertesi gün ise Santiago Bernabéu Stadyumu'na turistlik ziyaret yaptığımız için pişman değilim, kimse de pişman olamaz. O kadar güzel bir şekilde organize ve düzenleme yapılmış ki Real Madrid kulübünün gerçekten de çok büyük olduğunu anlıyorsunuz. Keza Barcelona kulübü ve müzesi de bir o kadar hayranlık verici. Umarız Beşiktaş'ımız tur geçer ve bizler de Avrupa'da da armanın peşinden koşmaya devam ederiz. Unutmadan Madrid sokakları sanırım hala bizleri konuşuyordur.
|