HAVA AYAZ MI AYAZ

Cuma sabahı İstanbulda kapkara bulutlar ve şiddetli rüzgarın sesiyle uyanıyorduk. Rüzgar kuvvetli yağiş bardakdan boşalırcasına. Tren ile Eskişehir deplasmanı yapacak olmamız sayesinde yol korkutucu gelmiyordu ama İstanbul böyle ise Eskişehirde kara kış ve kuru soğuk kaçınılmaz diye düşünürken bir yandan da çantamı hazırlıyordum.

Tren istasyonunda arkadaşlarla buluştukdan sonra delimiyiz biz dercesine birbirimize bakarken trenin sireni ile yolculuk başlamış oldu. Biner binmez restauranta çöreklendik ve nevaleler masaya yatırdıkdan sonra,sıcak güzel sohbetler, şarkılı tezahüratlı makaralar eşliğinde Beşiktaş'ımızın gücüne güç katmak için tıngır mıngır yol almaya başladık. Aramızda Eskişehirsporlu arkadaşlarda vardı eskilerden, güncel hadiselerden bol bol konuştuk. Bozüyük'e yaklaştığımızda hava kararmış ve heryer bembeyaz olmuştu. Tren sıcak fakat dışarısı adeta buz gibiydi. İstasyona geldiğimizde polisler bizi karşıladı. Ordan topluca 20 dakika uzaklıkdaki stadyuma hareket ettik sorunsuz şekilde. Soğukdan pankartları asmakda zorlansakda en güzel şekilde asıldı. Maça takımımız etkili başlayamadı. Eskişehirspor taraftarınında desteğini alarak dah aiyi oynuyordu bizlerde tribünde adeta buz tutmuştuk. Guti'nin atılışı vbe soğuk hava ile birlikte Kırmızı şimşekler'in etkinliği arttı. Hele 50. dakika civarı hava öyle bir ayaza çekti ki çoğumuzun gözünden yaş gelmeye başlamıştı. İçimizi ısıtmasını beklediğimiz golleri bulamayışımız ve üstünede bizim ağlarda gördüğümüz goller ile iptal oluyorduk.

Eskişehirspor uzun uzun yıllardan sonra ilk kez kazanmanın haklı sevincini yaşarken bizler ise sadece bu şartlarda takımımızı yalnız bırakmamanın gururunu yaşıyorduk.
Eskişehirspor : 2
BEŞİKTAŞ J.K. : 0