ALMAN PANZERİ |
Almanya'nın son şampiyonunu İnönüde ağırlayacak olmanın heyecanı maç öncesi kimsede yoktu. Şöhretli bir takım değil, deplasmanda 0-0 ile alınan 1 puan. Çok kişi maç öncesinde bu maçı alırız, şampiyonlar liginde en kötü 3. biter yorumları. Birkez daha maçı zihinlerde kazanıyor hayal aleminde 3 puanı cebe indiriyorduk. Sanırım bizim topçularda öyle düşünüyordu. Benim gibi gerçekçiler ise bu arkadaşlar tarafından ya karamsar yada felaket tellakçısı olarak itham edilselerde maç sonunda hep beraber üzülüyoruz. Takım gol atamıyor, oyun kuramıyor hele ki, Fabian Ernst'in yokluğunda orta saha süzgeç gibi oluyordu. Taraftar ise maça yoğun destek, top rakipdeyken ıslık ile başlıyor, kötü oyuna rağmen aynı ciddiyedde devam ediyordu. Fink ve birkaç topçumuz birşeyler yapmaya çalışsada skoru lehimize çevirmeye yetmiyecekti. Skor 0-1 olsa da destek azalmadı. Hatta birara yeter artık 1 gelsin 2'de gelecek şeklinde spontane gelişen tezahüratda yapıldı. Almanlar disiplinliydi belki ama yenilmeyecek takım değildi. Bu takım gol atamıyordu sezon başından beri, gene atamadı. Dakikalar 80'i gösterirken yendiğimiz 2.gol ile taraftarın sabrı taşıyordu. Yönetime bilhassa başkana yapılan istifa tezahüratları kötü skor yüzünden yapılıyormuş gibi dursada kulübün gidişatına, alınan kalitesiz topçulara harcanan yüksek mebladaki paralara, Fulya projesinden tutun verilen şaka gibi demeçlere kısacası başdan aşağıya Beşiktaş'ı sevenlerin son 3 senedir çeşitli şekillerde bastırılan protestolara isyanıydı. Birara küfüre döndü tezahuratlar ama susturuldu. Makama küfür edilemez bu kabul edilemezdi. Ama herzaman neden-sebep ilişkisi incelenmelidir. Yoksa futboldaki doldur boşalt gibi olur. Ah be başkan, Denizli maçında taraftarın doğal protestosuna el sallayarak, alay edercesine gülerek bunlar çapulcular hepsini temizleyeceğim diyerek demeç vermek yerine, taraftarımız haklı hatalar olmuştur. Bunları düzeltmeye çalışacağız deseydin hem o makam hemde sen bu küfürlere maruz kalmazdın.
|