HAVAMIZI BULUYORUZ |
Cumartesi akşamı İstanbul soğuk, trafik berbat, içimiz kıpır kıpır. Kupada yoluna devam eden, lige son dakika golüyle de olsa üç puanla başlayan ve şampiyon olacağına inandığımız takımımızın arkasından yürüyoruz boynumuzdaki siyah-beyaz kaşkolun gururuyla. Uzun bir aradan sonra İnönü stadında Beşiktaş’ımızı alkışlamak için toplanıyoruz. İlk şaşkınlığı stadyumun dolmamasıyla yaşarken ikincisi daha ilk dakikada kalemizde gördüğümüz golle yaşıyoruz. Farklı galibiyet özlemimizin dineceğini düşündüğümüz maçta farklı geri düşen biz oluyoruz kısa bir süre sonra ama ne sahadaki ne de tribündeki hiç kimsenin aklının ucundan bir an olsun mağlubiyet geçmiyor. Zaten bir dakika sonra bulduğumuz golle de devamının geleceği ve üç puana ulaşacağımızı hissediyoruz. Goller peşi sıra gelerek sıkıntı uzamadan lehimize dönüyor maç. Biz de tribünde bunun keyfini çıkartırken sadece bu kadar kolay gol yememizin ilerde daha zor maçlar yaşatabileceği kurcalıyor aklımızı. Koşan, mücadele eden ve golü bulan bir takım izlemenin keyfine defansif problemler ve topu bir türlü oyuna sokamayışımız limon sıkıyor sadece. Turp gibi bir defans oyuncusu alırsak daha emin adımlarla yolumuza devam edeceğimiz kesin. Bir hafta daha içerde oynacağız ve sonra Kayseri’ye gidecek Beşiktaş. Gaziantep maçında da üç puan bizim olacak. Şampiyon olacaksak bu tip maçlarda kaza olmamalı. Sonrasındaki Kayseri maçı çok önemli. Hava soğuk, sıcaklık eksi bilmem kaç gibi bahanelere sığınmadan oyuna artı değerler katıp yine bir üç puanla dönersek her şey çok daha güzel olacak. Konya ve Kasımpaşa maçlarındaki geriden gelerek kazanmamız ve bu süre zarfında takımdaki inanç gittikçe hepimize yayılıyor. Şampiyonluk da öncelikle bu havadan geçiyor.
BADEM
|