YILLAR SONRA ANCA BÖYLE

Yillar önce Kadiköy’e yapilan otobüs ve iki sene önceki vapur seferlerimiz anilarimizda, fenerli besteler dilimizde saatler 17:00’ye gelirken yola düstük. Migros tribününde bize ayrilan yerin girisinin konumu itibariyle bir tane sari laci kaskol görmeden kuyruga girdik neredeyse. Yolda gördüklerimizin yüzündeki endise ve ‘ya yine olmazsa’ fisildasmalarina karsin içerde tablo farkliydi.

Karsilikli atismalar ve gelen her tezahürata kontra bestelerimizle günün tribün galibi olacagimizi daha maç baslamadan hissettirmistik. Maçin baslamasiyla beraber kisa sürede gelen golle iyice costuk. Eksik kadromuza ragmen güzel oynayan takimiz yine bir Kadiköy Zaferi ile geceyi bitireceginin sinyallerini veriyordu. Duran toptan yenen gol ve verilen iki sari kart sonrasinda Besiktas’imiz için isler biraz daha zorlasmaya basladi. Ilk yarida gollerin disinda yasan en net pozisyon Bobo’nun karsi karsiya kaçirdigi pozisyon olarak akillarda kaldi.

Ikinci yariya baskili baslayan rakibe karsilik dengeli bir mücadele veren Besiktas, pozisyon bulmakta zorlanmasina karsin kalesinde de net pozisyonlar vermiyordu. Yenen gol de kalecinin kucagindan seken top ile geldi. Bu dakikadan sonra Delgado’nun önderliginde ataklara çikan Besiktas skora dengeyi getirecek hatta öne geçmemizi saglayacak pozisyonlar buldu ki bunlar %100 olarak nitelendirilen cinstendi. Biz tribünde dövünürken milyonlar da ekran basinda saç bas yoluyordu muhtemelen. Sanssizlik, acemilik, maçin stresi ne derseniz deyin ama kaçirilmamasi gereken goller kaçti maalesef ve son dakikalara girilirken sadece bir beraberlik golünün bekleyisi içerisindeydik.

Derken Serdar Özkan’in ortasina Higuen ile birlikte sanki biz de topa vuracakmisiz gibi uzandik ve o muhtesem golle berbaer ortalik karisti bir anda. Yaklasik 45 saniye gole sevindikten sonra “Vermediiii, vermediii!!!” isyanlariyla kendimize geldigimizde oyuncularimizi hakemin etrafinda görüp ‘nooluyo lan?’ diye sormaya basladik birbirimize. Sorunun cevabini hala bulabilmis degiliz. Bitis düdügüyle uzun yillar sen döndügümüz Kadiköy’den, alisagelmemis bir sekilde yasli dönmemin üzüntüsü, son dakikadaki olayin saskinligi, hatalarin hep bize denk gelmesinin isyaniyla “Yeter!” diye haykirmak istedim.

Maç sonrasi yönetim kandindan gelen isyanlar ise üzerinde düsünülmesi gereken noktalar. Bizler içindekileri gözetmeksizin o formanin o armanin pesindeyiz. Sampiyonluklardan çok Besiktas’imizla beraber olmaktir bizi sevindiren, kaybedilen puanlardan çok haksizliklardir bizi üzen.


Fenerbahçe : 2
BEŞİKTAŞ J.K. : 1