YOLA DEVAM

Yine bir maç günü...Beyazıttan çıktım yola;geride Ermanla&Sansar'ın panelini bırakarak...Beşiktaş'ta otobüsten indim,doğruca Adalı'ya gidip,yarım ekmek tavuk dönerimi yedim.Başladım meşhur Dikilitaş patikasını tırmanmaya.Saatler 18.00'i gösterirken büfenin önünde biralar yudumlanıyor ve bu maçın kritiği yapılıyordu.Ben abimlerden aldığım görevimi yerine getirmek için arka girişe yöneldim ve nihayet salona girdim...Her zamanki gibi asılmalıydı,asılıyorduda.Tırmanma faslından sonra AcademY pankartımızı astım yerine.Cenk Abi'nin THE CHAMPION OF OUR HEARTS pankartı salonun tam ortasından,televizyon vasıtasıyla askerdeki sahibine selam veriyordu buarada...Yılların ve Beşiktaş'ın yorgunuydu ama asıldığı zaman hala ilk günkü gibi yeni ve renleri gibide asil duruyordu.

Yavaş yavaş herkes tribündeki yerini alıyor,takımlar da sahada son hazırlıklarını tamamlıyorlardı.Salon yine sıcakmı sıcak,kan ter içinde olmaya başlamıştık.Ben de arkadaşlarla Alen Abi'nin bulunduğu tribünde en üstte yerimizi aldık.Yine herkes nefesinin sonuna kadar tezahürat yapıp,ıslık çalıp galibiyet için takımın zor anlarında görevini en iyi şekilde yerine getiriyordu.Maçı anlatmaya pek gerek yok sanırım...Ayuso bildiğiniz gibi 3'lüklere devam etti bu sefer bayağı kaçırsada...El Amin yine takımın maestrosu...Ancak bu maç sahnede Mustafa Abi parlıyordu adeta,hele o son saniye basketi yok mu?Bütün salonu kendine aşık etti...Aynen bizim yaptığımız gibi:korkusuzca,hiç tereddüt etmeden,BEŞİKTAŞ için,düşmanın arasına dalması,sanıyorum herkesin hafızasında yer etmistir...Lütfü başta olmak üzere Ülker yönetiminin hakemlere itirazı ve onları ''kibarca'' sakin olmaya davet eden hakemlere rağmen Beşiktaş'ımız haklı galibiyetine kavuşmuş oldu.Unutmadan tribunlerin yarısında neden polis oturuyordu anlayamadık,yeri gelmişken söyliyelim...Maç sonu Alen Abi'nin üçlüsü ve maneviyatın zirveye ulaştığı an...Görevimizi yapmanın haklı gururuyla dik başla gövdelerimiz salonu boşaltıyordu.

Yokuştan aşağı inenler bir anda kötü bir görüntüyle karşılaştılar ve o görüntünün önünde toplanmaya başladılar ve hep bir ağızdan ''lacivert sarısı Kadıköyün.........'' Dikilitaşta isyan başlamak üzereydi...Tabii ki haklıydık semtin göbeğinde açılırmıydı o bayrak???Neyse ki imdata alt kat komşusu Trabzonlu abi yetişti.önce kendi ayıbını temizledi balkonundan sonra da üst komşusununkini...Belli ki Trabzonlu abi üst komşusuyla papaz önce söktü o pis bayrağı ve o hırsla yolladı kızgın kalabalığın üstüne...
Mutlu son: karanlıkta yanan ve yanarken bile pis kokan bir bez parçası.Alınan gazla semtin göbeğine doğru tezahuratlar eşliğinde yapılan toplu yürüyüş... ''duysun alem böyle aşkı,bu alemde kral ÇARŞI'' .... nidalarıyla semt çınlanıyordu. Nihayet dönüş vakti.28T iett aracına basılan akbil.O sırada galibiyet sevincimi perçinleyen pankartı astığım için gelen "teşekkür ve tebrik" sms'i .........

Sinan ERKUL