MARSİLYA SOKAKLARINDA

Kuralarin cekilmesiyle ilk deplasmanimiz olan Marsilya macini beklemeye koyulmus , hazirliklarimizi yapmis biletlerimizi almistik. Yine avrupanin heryerinden yüzlerce Besiktasli Fransa'nin arka mahallesi dedikleri Marsilya'ya dogru kanat acmistik. Kimimiz ucaklarla, kimimiz otobüslerle, kimimiz arabalarla Türkiye'ye cok benzeyen Marsilya'ya varmistik.

İlk gece dinlenmeden sonra sehrin oldukca disinda olan otelimizden ayrilip Marsilyadaki otelimize dogru yola ciktik. Otele yerlestikten sonra zaman kaybetmeyip önce Stuttgarttan kalkan otobüsle gelen arkadaslarla bulustuk. Kisa sürede Marsilya limani Besiktaslilarla dolmustu ve tezahüratlar, hasret gidermeler derken yavas yavas stada dogru yürümeye baslaik, metroylada stada vardik. Pankartlari asmak icin bir kac arkadas güvenlikten pankartlari asip geri cikmak icin izin istediysekte malesef bu ricamiz karsilik bulmadi. 1-2 saat stadin önünde vakit gecirdikten sonra mactan yaklasik 2 saat evvel bizi stada almaya basladilar. Her zamanki gibi pankartlarin hepsini actirip kontrol etselerde alisik olmadigimiz bir sekilde her siyah beyaz pankarta okey verdiler. Ne Isvicreliler gibi anarsinin A 'sina nede Romanyalilar gibi AcademY deki kuru kafaya ses cikarmadilar. Torbada ki Che ve Napolyo'nun Türler hakkinda söyledigi bir söz olan pankarti farketmemeleri bizim icin sansti diyebiliriz. Ama herkesin üzerini didik didik aramalari bizi oldukca sasirtti. Ayakkabilarin içlerine dahi baktilar. Gerçi Marsilya taraftarlarinin yaktigi mesaleleri gördükten sonra aramalarin sadece bize bu kadar detayli yapildigini anladik.

Stada girdik ve pankartlari en görülebilir sekilde astik. Stada henüz girişimizde bile "Dosthanedir" diye düsündügümüz Marsilya taraftarlarinin küfürleri ve provakasyonlari bizi sasirtti. Bize küfür ederlerken üzerinde Napolyon'un "Türkler öldürülebilir fakat asla maglup edilemezler!" pankartini actigimizda ise o alayci suratlari birden allak bullak olup önlerine bakmakla yetindiler. Marsilya taraftari Fransa'nin en iyi taraftari olarak gösteriliyor gercekten avrupa taraftarlarina nazaran cok iyiler. Fakat amigolarinin ellerinde 2 -3 mikrofon devasa boxlarla adeta acik hava konserine dönüstürmüslerdi olayi. Fakat yaptigimiz tezahüratlarda sik sik Marsilya taraftarinin isliklariyla karsilasmamiz onlari ne kadar rahatsiz ettigimizin göstergesiydi sanirim. Maça gelince tam izleyemesekte kafa kafaya bir mücadele oldugunu söylediler. Bireysel hatalarla yenilen iki golle 3 puani da birakmis olduk güzel akdeniz sehrinde.

Mac bittikten sonra Marsilya'nin MTP isimli grubu devasal bir BESIKTAS'A HOSGELDINIZ pankarti actilar ve biz disari cikarken dostluk mesajlari verdiler. Yani bize durmadan küfür eden ermenistan, yunanistan bayraklari ve fenerbahce formasi sallayip sözde bizi provake etmek isteyen VIRAGE NORD grubuyla alakalari olmadigini saniyorum. Actiklari pankarti bize hediye ettiler. Mac sonunda bizi stad önünde bir sürpriz daha bekliyordu. Stadin ic tarafinda parmakliklarin arkasinda tanidik bir sima CARSIIII CARSIII diye bize sesleniyordu. Pascal Nouma bizi unutmamis parmakliklarin arkasinda da olsa ayak üstü karsilikli tezahürat yapmaya gelmisti. Ayak üstü kisa bir sohbetten sonra Pascal yoluna biz yolumuza gittik. "Türkler öldürülebilir fakat maglup edilemezler!" Ve bu macin birde Istanbul ayagi var....


O.Marsilya : 2
BEŞİKTAŞ J.K. : 0

BALTA