AŞKTA MANTIK YOK |
Söz verdik, anlatmadan olmaz artık, yaşananların ufak bir kısmından fazlasını ifade edemeyecek olsak da. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; insan olan 90 dakikalık maç için 48 saatini yollarda tüketmez. Harun Abi'nin dediği gibi; 'Ne yüzle inicez Beşiktaş'a pazartesi akşamı, insanlar çoktan maçlarını seyretti, işlerine gitti yorumlarını yaptı, kapattı maç muhabbettini!' Utanmanın alemi yok ki, aşka inanmıyoruz, bizzat yaşıyoruz, bütün mantıksızlığıyla. İddia ediyorum birkaç metrekarelik hareketli bir cismin içine yaklaşık 50 adamı doldurarak yaşanabilecek en fazla makara Beşiktaş deplasman otobüslerinde gerçekleşebilir. Yaşı 43 değil, sanki 18 Mustafa abi, dört çocuğunu bırakmış gelmiş, o nasıl bir enerjidir ki 2 gün boyunca hem uyumayıp hem de kaptanı uyutmamayı başarabilir. Bütün takılmalarımızı hoş gördüğün için seni seviyoruz Mustafa abi, bir de mekandaki kamyoncuları bile kopartan yemek duası için.
Dönüş yolu boyunca turkcell logolu kalemini arayıp sonunda bulan ama en son yine Haluk'a kaptıran Hakan'dan da özürü bir borç biliriz. Herkes güzergah boyunca duvarlara Çarşı karalarken, nereden aklına geldi be abi anarşinin A'sıyla 'Cenk KorAy-TRT' yazabilmek, işte vefalı Çarşı. Bir de itiraf, Opepepe Martins anne tarafından Maraşlı değildir, asla Türk pasaportu taşımamıştır, çok zor abi Beşiktaş'a getirmemiz. Harun Abi'nin halüsinasyonudur tamamen.
Cillop gibi gözüken otobüslerden 3'te 2'sinin yolda kalması var bir de, dönüşü 7 saat kadar geciktiren! Bayrak yarışı gibi, bozulmayan otobüse doluşuyo millet, o da gitti mi daha önce bozulmuş ama tamir edilmesi daha kolay olana aktarılıyo. Bizim gibi 3 sabırsız ve soğuk algınlığından muzdarip insan da otostop yapıp ilerleyelim İstanbul'a doğru, Gerede'de donma tehlikesini yaşamaktansa deyip ayrı bir maceraya doğru sürükleniyor. Durdurduğumuz kamyonetin şoförünü kesinlikle pişman ederek Düzce'ye, yeniden otostop denemeleri boşa çıkınca oradan Düzce Güven turizmle İstanbul'a kadar varabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Geldiğimizde bozuk otobüs henüz Gebze'deydi, çok da farketmemiş aslında. Akatlar'ı tek periyod da olsa Antep'in girişinde seyretmek, baklavayı yerinde tadabilmek, durulan her yerde bir iz bırakmak, şok fotoğraflara malzeme vermek gibi ilginçlikler de yaşandı yol boyunca. Bu arada o içli köfteyi ödemeyeni tanıyorum Şenol abi, sonra söylerim. Fakir edebiyatı yapmak gibi olmasın, çorbaya 3 milyon çekip katiyen 2 milyon liraya inmeyen lokantalara çekilen restler ve başka yerde yeme kararı vermeler sırasında aklıma ne mi geldi. Sezon sonunda muhtemelen ligi 3. bitirecek oyuncularımız pazarlık masasında 2 milyon dolara rest çekip 3 milyon dolarda ısrar edecek iyi mi. Biz Siyahla Beyazın peşindeyiz, hep böyle Şeref'inizle oynayın, Hakkı'nızla kazanmaya çalışın yeter, o mücadeleyi seviyoruz biz futbolcu kardeşlerimiz, isimlerinizi o kadar değil.
APAÇİ
|