ÖLMEK VAR SUSMAK YOK |
İş çıkışı yine klasik hafta içi koşuşturmacası; Üsküdar’da ayaküstü bir iftar ve Kabataş motoruyla gecenin karanlığında parıldayan dünyanın en güzel stadına yolculuk. Ramazan münasebetiyle maçın başlamasına dakikalar kala tribünler hala tam dolmamışken, yerlerini alanlar çoktan desteğe başlamıştı. İyi bir başlangıç ve gruptan çıkabilmek için mutlak 3 puan gerekiyordu ama orta sahadaki üç önemli eksiği ve geçtiğimiz hafta sonu sergilenen oyunu hatırlayınca bizleri ne kadar zor bir doksan dakikanın beklediğini tahmin etmek çok da zor değildi. Maç başladıktan kısa süre sonra işimizin tahmin ettiğimizden zor geçeceği belli oldu, ne bir organize atak yapabildi Beşiktaş ne de doğru dürüst bir pozisyon bulabildi. Uzaktan atılan bir iki şut da gole yaklaştığımız anlardan bir kaçı oldu sadece. Cüsse olarak bizimkilerden iri gözüken İngiliz ekibinin oyuncuları aynı zamanda sahada daha diriydiler. İkili mücadelelerde, hava toplarında hep onlar vardı. Sakin oyunlarına rağmen İstanbula’a gelen 500 civarı İngilizi iki kere ‘Yeah!’ diyerek havaya sıçratmayı başardılar. Sahada bizimkiler sınıfta kaldı onlar puanları aldı, tribünde de biz çaldık onlar oynadı resmen. Her şeye rağmen destek devam etti, sevgi sel oldu aktı yine tribünlerden. Bir tek kaleye kalbimiz kırıktı ama homurdanmaları susturmaya çalışıp gönül almaya yeltensek de bazı şeyler için geçti galiba. Bükreş çok zor bir deplasman, olası bir mağlubiyet her şeyi iyice zora sokacak. Ve belki de Avrupa’ya erken havlu atmamıza neden olacak. Tabi aklımızdan geçse de kalbimizden geçenler bambaşka. Ramazan bayramını şeker tadıyla yaşayamayacağız, bari Kurban Bayramına kadar işler düzelse..
|